Bornocu Ersan 11 Kasım 2015 Çarşamba



Bugünkü sohbetimiz "Landmarklar" üzerine olacaktır. Bu bir derleme çalışma olup yorum yoktur. Konuya girmeden önce çok kısa olarak Masonluğun doğuşuna bir göz atalım.

Hür Masonluğun çok eski bir kuruluş olduğu malumunuzdur. Kökeni tarihin çok eski devirlerine kadar gitmekte olup kurdukları birliklere birçok muafiyetler ve imtiyazlar tanınmıştır. Bundan dolayı da üyelerine Hür Mason adı verilmiştir. Hür sözcüğü serbestçe hareket edebilmeyi istediği gibi istediği yerde çalışabilmeyi simgeleyen bir sözcüktür. Genellikle bu sözcük inşaat işlerinde çalışan kalifiye kişilere özgü olmuştur. Böyle bir serbestliğin ve imtiyazın çok daha önceleri Romalılar zamanında öngörülmüş olduğu sanılmaktadır.

Milâttan önce 8.Yüzyıl sonlarına doğru, Numa tarafından sanatkârlar için "Collegia Artfieun" adı altında kolejler kurulmuştur. Bu kolejlerin üst kademede olanlarına da "College Fabrorun" denilmektedir ki bunlara kayıtlı olanlar sanatkârların şefleri yani mimarlardır. Bu hiyerarşik topluluklar "Sodalitates Fraternitates" adı altında kardeşlik cemiyetleri içinde birleşmekte idi.

Özellikle Batı Anadolu’da İyoniler döneminde bu çeşit kuruluşların bulunduğu kabul edilmektedir. Theos krallığı döneminde Bergamada’ki muhteşem yapıtları meydana getiren sanatkârların, Operatif Mason localarındakine benzer örgütlere sahip olduğu anlaşılmıştır. Yunan döneminde görülen bu kuruluşların statülerinin bizzat Solon tarafından hazırlandığı söylenmektedir.

Sözünü ettiğimiz bu kuruluşlar, özellikle Roma Kolejleri, Devlet nizamlarına aykırı düşmemek kaydı ile serbestçe hareket edebilmekte, mukaveleler imzalayabilmekte idi. Mimar kolejleri her türlü yükümlülüklerden, vergilerden muaf idiler.

Dikkati çeken bir husus da, Theos Krallığı döneminde Kudüs’te Hz. Süleyman’ın yaşadığının kabul edilmesidir. Süleyman Mâbedinin inşasını üzerine almış olduğu kabul edilen Üstat Hiram, Mâbet inşaatında kullandığı sanatkârları bugünkü Masonlukta görülen tarzda kademeleştirerek örgütlemiştir. Masonluğun spekülâtif hale geçip merkezi bir otorite altında yeniden örgütlenmesi 1717’de gerçekleşmiştir. Bu tarihten önce localar müşterek ilke ve kurallara göre idare olunan, fakat birbirinden tamamı ile bağımsız kollar halinde çalışmakta idi.

1727’te Büyük Loca, evrensel Franmasonluğun anayasası olarak kabul edilen ANDERSON nizamatını yayınlamıştır. Böylece, spekülâtif Franmasonluk, insanların tekâmül ettirilmesini amaç edinmiş, önce İngiltere’ye sonra da Avrupa’ya geniş ölçüde yayılma imkânını bulmuştur.

Kardeşlerim, insanoğlu kendisi ve toplumun yararına türlü hak ve özgürlüklerinden özveride bulunmak gereğini duymuştur. Önce yöneticiler halkların yaşamı için zorunlu ihtiyaçların sağlanmasını göz önünde tuttular, daha sonra insan ilişkilerini düzenleyen yöntemleri oluşturdular. Zamanla oluşan ve gelişen toplumsal gelenek ve törelerden sonradır ki bugünkü hukuk kuralları sistemi ve hukuk felsefesi doğabildi. Bu kaçınılmaz sınırlamaların amacı, insanlığa daha iyi ve daha mutlu bir yaşam ortamı ve düzeni sağlamaktır. Mesleğimizin de günümüze kadar işlerliğini koruyan ve amacını belirleyen ilkeleri, yasaları vardır. Özellikle mensuplarının söz, düşünce ve davranışlarını, meslekî hareket ve faaliyetlerinin alanını belirleyen ilk yazılı metin ANDERSON NİZAMATIDIR.

Masonluk tarihinde landmarklara dair ilk bahis 1720’de İngiltere Büyük Locası Büyük Üstadı George Payne tarafından genel nizamlar içinde geçmektedir. Bu nizamların bir maddesinde şöyle denilmektedir. "Her büyük loca Masonluğun menfaati ve gerçekten istifadesi için yeni nizamlar tesis etmek veya bunları değiştirmek yetkisine sahiptir. Ancak bu iş yapılırken landmarkların dikkatle muhafazası şarttır."

İşte landmarklar ilk defa burada ortaya atılıyor.

Landmark’ın kelime anlamı nedir?

Landmark deyimi ortaçağda arazi sınırlarını belli etmek için kullanılmıştır. İki arazi arasında sınır belirtmek için değiştirilmesi yasak olan işaretler, sınır taşları bulunurdu. O devrin yasalarına göre bir kimsenin bu taşları yerinden oynatması suçların en büyükleri sayılırdı. Bu taşların yer değiştirmesi hiç beklenmedik karışıklıklara, huzursuzluklara ve düzen bozukluklarına yol açardı.

Landmark deyimi Masonluk âleminde 18.Yüzyıl boyunca büyük bir tartışma konusu olarak sürekli bir şekilde gündemde olmuştur.

1861’de New York Büyük Locası Büyük Üstadı olan John Simons’ın landmark tarifi genel kabul görmüştür. Onun tarifi şöyledir "Kanun olarak yazılmış veya yazılmamış olsun, hatırlanamayacak kadar eski zamanlarda mevcut bulunan faaliyet prensipleri landmark kabul edilmiştir. Bunlar Masonluğun şekil ve mahiyetine uygun olarak teşhis edilmişler ve büyük bir ekseriyet bunların hiçbir suretle değiştirilemeyeceği üzerinde mutabık kalmışlardır. Her mason bunları en ciddi bir şekilde ve değişmez şekilleriyle tam olarak muhafaza etmekle mükelleftir."

20. Asır masonik yazarlarından Bernard Jones bu tarif için "Hatırlanamayacak kadar eski zamanlarda mevcut olduğu ispat edilmiş bu âdetlere, usullere, prensiplere, ananelere ve görüşlere herhangi bir kardeş umumun onayına güvenerek eski olmayan âdetleri de  ilâveye teşebbüs etse bile, kesinlikle iddia olunabilinir ki; bütün dünya masonları bir araya gelse ve bir inanış üzerinde müştereken mutabık kalsalar da bu şekilde yeni bir landmark yaratamazlar. Bir landmark keşfedilebilir, lâkin yaratılamaz, değiştirilemez, ıslah edilemez, düzeltilemez ve kaldırılamaz. Böylece bütün dünya masonları topluluğu bir landmark yaratamadıkları gibi bir tanesini de yok edemezler" diyor.

İngiliz ritüelisti Wilham Preston, Landmark, "Masonluğun hüviyetini zedelemeden değiştirilemez" diye tarif etmektedir.

Axel Paignant’ın görüşü ise şöyle "Masonluğun esas bir parçası olan ve onun hüviyetini bozmadan değiştirilmeyen bir şey". Axel kardeşimiz ayrıca Masonluğu da şöyle tanımlıyor "Alegori perdesi arkasına gizlenmiş ve sembollerle tasvir edilen kendine has bir ahlâk sistemi".
Luke Lockwood biraderin landmarklarla ilgili görüşü ise şöyle "Masonluğun landmarkları onun hudutlarını çizen ve onu olduğu gibi belirten eski prensip ve tatbikatlar olup, aynı zamanda masonik kanunların da membaını teşkil eder."

20. Asır masonlarından Jackman’da görüşlerini şu cümleler ile ifade etmektedir. "Mevcut landmarkların bir telâkki, bir zihniyet olduğunu katiyetle müşahede etmekteyiz. Bununla beraber birçok işlerde olduğu gibi üzerine elimizi basıp bunlar landmarklar diyemeyiz, fakat mevcudiyetlerini de kabul ederiz. Buna bir örnek olarak; Çocuklarımızın büyümesini, yetişmesini ve tahsilini ele alalım. Onları sabırlı bir öğretim, hatalarını tashih ve gelişen meseleleri üzerine uyarmalarla ahlâki, sosyal ve ruhî karakterleri bakımından yüksek seviyeli insanlar olarak yetiştirmeye çalışırız. Bunun da landmarklarda olduğu gibi yazılı bir kanunu yoktur."

Kardeşlerim sizlere bahsettiğim üzere birçok kardeşimiz kendilerine göre landmark kabul ettikleri şeylerin listelerini yapmışlardır. Bazı Büyük Localar da bunları kabul etmişlerdir. En tanınmış landmarklar listesi Mackey biraderimize ait olup bu 25 maddelik landmarkları şöyle sıralayabiliriz.

1. Tanışma usulleri
Mackey bunları en önemli landmarklar olarak kabul etmiştir. Bunlar üzerinde hiçbir münakaşa yapılamaz ve değiştirilemez.

2. Sembolik masonluğun üç dereceye bölünmüş olması
Bu en iyi korunmuş bir landmarktır. Buna rağmen İrlanda’da ve İskoçya’da Üstat derecesine eklenen Royal Arch kademeleri vardır.

3. Üçüncü derecenin efsanesi ki Masonluğun benliğini ve hüviyetini tespit eder.

4. Büyük Üstadın Kardeşlik örgütünün en büyük otoritesini oluşturması.

5. Büyük Üstadın her ne maksatla olursa olsun masonik toplantıların daima başkanı olması.

6. Büyük Üstadın herhangi bir zamanda derece tevcih etme yetkisi.

7. Büyük Üstadın herhangi bir loca için açış izni vermesi.

8. Büyük Üstadın herhangi bir kimseyi resen mason yapma yetkisi

9. Hür masonların localarda toplanması


10. Locaların bir üstat ve iki nazır tarafından idare edilmesi

11. Locaya ziyaretçi olarak gelenlerin mason olup olmadığının usulüne uygun şekilde tahkik edilmesi.

12. Her türlü resmî toplantılarında her masonun temsil edilmesi

13. Her hür mason, locası tarafından alınan bir kararı, Büyük Loca nezdinde tashih ettirme hakkı

14. Her masonun düzenli her locayı ziyaret hakkı

15. Kardeşler tarafından tanınmayan bir masonun, imtihana tabi tutulmadan locaya girmesinin yasak oluşu

16. Locaların diğer locaların işlerine müdahale edemeyeceği ve müsaadesiz bir loca üyesinin terfiini yapamaması

17. Hiçbir masonun masonik yargıdan istisna edilmeyeceği


18. Masonluğu kabul için şu şartların tahakkuk etmiş olması
- Erkek olmak
- Sakat veya bedeni bir kusuru ve ruhî hastalığı olmamak
- Ergin yaşta olmak
- Hür doğmuş olmak

19. Tanrının mevcudiyetine, Evrenin Ulu Mimarına inanmış olmak.

20. Ruhun ebedîliğine inanmak

21. Kutsal Kitabın loca mefruşatı arasında bulunması

22. Bütün masonların aralarında eşit oluşu

Masonlukta hiçbir kişisel imtiyaz bahis konusu olamaz. Harici hayatta sosyal mevkileri farklı olsa bile Masonlukta herkes, ister kral, ister soylu olsun Masonluğa kabul edilmiş olduğu andan itibaren eşittir.

23. Ketûmiyet

24. Spekülâtif Masonluğun, Operatif masonluğun temelleri üzerine oturtulmuş olması. Bu, Masonluğun bugünkü haliyle Operatif masonluğun geleneklerine sadıkane bağlılığı ifade eder. İdeal Mâbedin inşasına devam amacı belli edilmektedir.

25. Bu Landmarkların değiştirilemez oluşu


Birçok Büyük Loca Mackey biraderin bu listesini uygun bulmuş ve obediyanslarının nizamnamelerini hazırlarken bunlardan faydalanma cihetine gitmiştir.

Bazı örgütler ise Anderson Nizamnamesinde de belli olan benzer esasları tedvin etmeyi tercih etmişlerdir.Birçok Büyük Loca ise bu esasları saygı ile karşılamakla beraber bir nizamname olmayacağı kanısındadır.

Büyük Amerikan hukukçusu Roscon Pound kardeş, 20 ŞUBAT 1952’de WASHINGTON’DA "KUZEY AMERİKA MASONLARI BÜYÜK ÜSTATLARI" konferansında şöyle demektedir.

"İyice inceledikten sonra, Mackey’in listesinde görülen esasların hangilerinin gerçekten landmark, hangilerinin ise Masonluğun müşterek yasaları olabileceği üzerinde ehemmiyetle durdum. Ve kesinlikle yedi landmark üzerinde karar kıldım.

1. Tanrıya inanma
2. Ruhun ebedîliğine inanma
3. Kutsal kitapların locanın mefruşatı oluşu
4. 3.Derece efsânesi
5. Ketûmiyet
6. Operatif Masonluğun sembolizmi
7. Masonun hür doğmuş erkek ve ergin yaşta oluşu"


J.DEVAUS’ın hazırlamış olduğu bildirilen landmarklar ise 10 maddeliktir.

Kardeşlerim şimdi ise landmarkları benimsemeyen mason kardeşlerin görüşlerini yansıtmaya çalışacağım.

Dünya Masonluğunda danışma kaynağı olarak kabul edilmiş olan Masonik Ansiklopedi’de Amerikalı Henry Wilson Coil kardeş landmarklar hakkında görüşlerini şöyle özetlemektedir.

"Landmarklar bir Amerikan uydurması ve sömürüsüdür, çok büyük ve olmayacak iddialar ile ortaya atılmış, oldukça çetin ve çetrefil fikir ayrılıklarına, çatışmalara ve tartışmalara sebep olmuş ve sonunda da gümbürtülü bir fiyasko ile yok olmuştur. Masonluğun landmarkları gerçekten mevcut olsaydı bunların başka nirengi noktaları gibi bariz şekilde hemen ve hiçbir tereddüde yer bırakmadan göze çarpmaları ve Masonluğu gereken yolda ve kapsamda tutmaya uğraşan masonların çoğunluğu tarafından kesin olarak bilinmeleri gerekirdi."

İkinci bir landmark listesi yayınlanıp ta birinci liste ile bağdaşmadığı görülür görülmez, her iki yazar kardeşin de hataya düşmüş olmaları ihtimali hakkında uyarılmaları beklenirdi. Hele bir de diğer ikisinden de farklı üçüncü liste çıkınca, artık işin çığırından çıkmış sayılması gerekirdi.

Ayrıca, kaynağı bilinmeyen geleneklerden geldiği, evrensel olarak kabul edildiği ve hiçbir suretle hiçbir kimse tarafından değiştirilmeyecekleri iddia edilen ve landmarkların gerçekliğini denemeye mahsus olan sözüm ona niteliklerin yayınlanmasından hemen sonra, bunlara ya hiç aldırılmamış veya ihlâl edilmişlerdir. Bilinmeyen ve çok eski kaynaklardan geldikleri iddia edilen listelere rağmen, 1717’den önce landmarklardan hiçbir şekilde söz edilmemiş olduğu tespit edilmiş olmaktan başka, bunların gerçekte ilk büyük locanın 1723’te kabul ettiği Genel Tüzükteki hükümlerden ibaret oldukları da artık anlaşılmıştır. Hatta bazıları o tarihten sonra bile yaratılmış ve uydurulmuş olanlardır.

Bütün masonlukça kabul edilmiş oldukları keyfiyetine gelince, bu iddia masonik hiçbir anlam taşıyamaz, çünkü 17. ve daha önceki yüzyıllarda İngiltere ve İskoçya locasındaki usuller hakkında bildiklerimize göre, bu iki krallıktaki uygulamalarda farklar vardır. Hele 18.Yüzyılın ortalarına doğru Masonluğun Avrupa’ya ve Amerika’ya sıçraması üzerine birçok yeni ayrılıklar da meydana gelmiştir. Bu evrensel olarak kabul edilmiş olmaları niteliği zaten kendi kendini yok eder cinstendir, çünkü bütün masonluk dünyasının içinden bir tek masonik otorite, herhangi bir landmarkı reddetmek sureti ile onu ortadan kaldırabilmek yetkisine sahiptir. İnsanların hiçbir şeyi yanılmaz veya ebedî olamaz ve Masonluğun bu sınırlamayı aşmış olduğunu iddia etmek Tanrıya saygısızlıktan başka bir şey değildir. Albert Pike kardeş ise 25 landmark’tan ancak ikisinin Masonluğun temel yapısıyla ilgili sayılabileceğini ve yalnız bunların eskiden beri uygulanan gelenekler olduğunu kabul ediyor. Bu eski iki gelenekten biri masonların localarda toplanması, ikincisi de locanın bir üstat ve iki nazır tarafından yönetilmesidir.

Kardeşlerim sizlere landmarklar hakkında ünlü ve otorite olan büyük masonlardan bazılarının görüşlerini anlatmaya çalıştım. Bu konuda kişisel bir yorum getirecek bilgi sahibi değilim.

Yalnız bilinen bir gerçek şu ki; hiçbir masonik kurul veya Büyük Loca, landmark diye ileri sürülen bir esası resmÎ belgelere geçirmek istememiştir.

Üstadı Muhteremim, kardeşlerim sözlerime son vermeden önce Evrenin Ulu Mimarından dilerim ki beynimizdeki ve ruhumuzdaki karanlıklar aydınlanmadan, hiçbir güce sahip olmayalım. Aksi halde karanlık, tüm kudretimizi karanlıkta kullanmamıza sebep olacaktır.

Bu yazı ; Bornocu Ersan Tarafından yazılmış olup, , , kategorisine eklenmiştir. Bu ve buna benzer yazıları RSS 2.0 . ile takip edebilir, ve eğer istersende bu yazıya 1 yorumda sen yapabilirsin!

0 yorum for " Landmarklar "

Cevap Bırakın

Reklam